EVLİ ÇİFTLER AMAN DİKKAT ..!
Herkesin hayalinde mutlu ve sağlıklı bir ilişki yaşamak vardır fakat pek
çok kişi birlikteliklerde zaman zaman sorunlar yaşar, yaşadığı sorunların
sebeplerini bulamaz ve çıkmaza girebilir. Bu durum hem çifti umutsuzluğa
düşürür hem de ilişkilerini sekteye uğratır. Çiftler yorulur ve farkında
olmadan birbirlerine ve ilişkilerine gereksiz yere zarar verebilir. Bu nedenle Evliliğin 10 Düşmanı olarak aşağıda
sıralanan konulara dikkat edilmesi gerekir.
1-KAYINVALİDE SENDROMUNA DİKKAT!
Evliliği olumsuz yönde etkileyen nedenlerin başında gelin-kaynana sorunu
geliyor ve bu sorun çiftin evlilik hayatını zannettiklerinden çok daha fazla etkiliyor.
Bunun en büyük nedeni ön yargılı olunması. Ülkemizde depresyona girip terapiste giden
kadınların %70’i kayınvalide-gelin çatışmasından dolayı şikâyetçi oluyor. Bu
konuda kadınların yaptığı en büyük yanlışların başında kayınvalide ile sözlü münakaşaya girmek, düşman olmak, irtibatı azaltmak ve eşe bu konuda baskı
yapmak geliyor. Fakat bunların hiç biri çözüm olmuyor, aksine, kayınvalideyi tanıyıp doğru
adımlar atmak, çiftin sağlığından olmaması,
birbirlerinden nefret etmemesi ve evliliklerini bitme noktasına kadar
getirmemesi için yapılması gereken en doğru davranış gibi görünüyor.
2-YATAĞINIZI AYIRMAYIN, SEKSİNİZİ CEZALANDIRMAYA KURBAN ETMEYİN!
Haz ve mutluluk kaynağı olan seksin cezalandırmaya kurban edilmemesi
gerekiyor. Duygusal, fiziksel ya da cinsel anlamda kırılan kadınların öçlerini
almak için eşlerine uyguladıkları bir numaralı cezalardan biri olan yatakta
soğuk davranma, evliliği bitiren nedenlerin arasında ikinci sırada yer
alıyor. Birçok kadın bu kısıtlamayı yatağını ayırmadan yaparken birçoğu da
dozajı artırarak ayrı odalarda yatma cezası verebiliyor. Kadın bu kısıtlamayı
getirirken, kendini de cezalandırdığını unutuyor. Doğası gereği her insan
kızgınlıktan kaynaklanan aksamalar yaşandığı zaman, partnerinin artık kendisini istemediğini
düşünebilir. Bu da olası tartışmaların habercisidir. Çünkü cezalandırmak için bir kereye
mahsus yapılan cinsel kısıtlama eylemi, zamanla alışkanlık haline gelebiliyor. Bu nedenle çiftin cinsel kısıtlamanın evliliklerin kaçınılmaz
sona gelmesi için ortam hazırladığını unutmaması gerekiyor. Ayrıca erkeklerin içlerindeki sevgiyle ve kadınsı yönle bağlantıya geçme ve
bunu partnerlerine ifade etme yollarından biri sekstir. Kadınların bundan yakınmak yerine, bu farkı algılayıp erkeklerin
kalplerinin kilidini seksle açmalarında fayda var. Çünkü ‘sevmek’ belki bir şeydir ama ‘sevildiğini bilmek ve hissetmek’
çok şeydir, büyük bir zenginliktir.
3-HEYECANIN BİTMESİNE MÜSAADE ETMEYİN…
Çiftlerin evlilik ilişkisinde heyecanın bitmemesi
için ellerinden geleni yapmaları gerekiyor. Çok büyük aşk yaşanarak başlayan ilişkinin
monotonlaşması ve cinsel arzunun yerini cinsel isteksizliğin alması evliliğin
bitmesine yol açan nedenlerden üçüncüsü olarak karşımıza çıkıyor. Bu durumda çiftlerin yaptığı en büyük yanlış durumu kabullenmek oluyor. Bunun yerine çiftin ilişkideki huzuru kaybetmemek için çaba sarf etmesi, küçük sürprizlerle evliliğe hareket
getirmesi ve birbirlerine daha çok
zaman ayırması için ortak sosyal faaliyetlerde bulunması gerekiyor. Şaşırtmak ise bu süreçte yapılması gereken en önemli davranış gibi görünüyor. Ayrıca sevginin bir ateş olduğunu, ateşin sönmemesi için sürekli beslenmesi yani
ilgilenilmesi gerektiğini, aksi takdirde ateşin külleneceğini ve küllenen
ateşin alevlenmesinin çok zor olduğunu hiç unutmamak gerekiyor.
4-ŞİDDET OLDUĞUNDA TERAPİ ALMAK ŞART…
Şiddet sözün bitti yerdir ve insan hakları ihlalidir. Kadının kendisine ve
kişiliğine karşı yapılan saldırı boşanma nedenleri
arasında dördüncü sırada yer alıyor. Direk boşanma sebebi olan şiddetti
önleyebilmek için çiftin bir evlilik terapistine giderek yardım alması tavsiye
edilmektedir.
5-AYRILMA VE BOŞANMA KELİMELERİNİ AĞIZA SAKIZ YAPMAMAK GEREKİYOR…
Ayrılma ve boşanma kelimelerinin ağza sakız
yapılmaması gerekiyor. Evliliklerin sonlandırılmasının bir diğer nedeni de ‘Bitti!’, ‘Ayrılalım!’, ‘Boşanalım!’ gibi kelimelerinin ağızdan hiç düşürülmemesidir.
Nasıl ki bir şeyin 40 defa
söylenince gerçekleşeceğine inanılıyorsa, devamlı ayrılık
laflarını kullanmak da ayrılık getirebiliyor. Her tartışmanın sonuna ayrılık
cümlelerini eklemek, çiftin bilinçdışında yer ederek
kendilerini ayrılığa odaklamalarına yol açabilir. Bu nedenle çiftin enerjisini
ilişkiyi bitirmek yerine sorunun üstesinden gelebilmek adına kullanmalarında
fayda var.
6-İLETİŞİM SANATI ZAMANLA ÖĞRENİLEBİLİYOR…
İletişim bir sanattır ve bu sanat zamanla öğrenilebiliyor. Hemen hemen her
çift konuşamamaktan yakınır ve evliliği bitiren sebeplerin başında iletişim
sorunları gelir. Oysa iletişim hayatı devam ettirebilmek için su içme kadar
gerekli olan bir eylemdir. Çünkü iletişim ilişkinin sağlam temellerini
oluşturmaya yarayan en büyük etmendir. Evliliklerde yaşanan iletişim sorunları
çiftin birbirini ve ilişkisini çevresindekilerle kıyaslaması, birbirinin sözünü kesmesi ya da yüksek sesle partnerini bastırmaya çalışması
ve genelleme yapmasıdır. Son zamanların en
çok kullanılan cümlelerinden biri olan ‘Konuşacak bir şey bulamıyorum!’
cümlesi bu açıdan çok manidardır. Çift aklına gelebilecek her şeyi birbiriyle
paylaşmalıdır, böylece aralarındaki bağ güçlenecektir. Unutmayın ki, paylaşmak güzeldir!
7-SORUMLULUKTAN KAÇMAK YERİNE SORUMLULUK ALMAK GEREKİYOR…
Evlilik ilişkisinde sorumluluktan kaçmak yerine
sorumluluk almak gerekiyor. Özellikle çalışan çiftlerin karşılaştıkları
zorluklardan biri de evlilik yükünün tek tarafa yüklenmesidir. Ev işleri, çocuk
bakımı, alışveriş ya da fatura ödemelerinin tek tarafa yüklenmesi kişiyi aşırı
strese sokuyor ve öfkelendiriyor. Bu da evliliğe yansıyor ve evlilik bağının
kopmasına neden olabiliyor. Burada yapılması gereken, kadın erkek ayrımı
yapmaksızın yapılacak işleri ortaklaşa yapmak olmalıdır.
8-İNATLAŞMA KONUSUNDA İNAT OLMAMAK GEREKİYOR…
İnatlaşma konusunda inat olmamak gerekiyor. Kişinin kendi hâkimiyetini kabul
ettirebilmek için inatlaşma adı altında karşı tarafa baskı kurması sık karşılaşılan bir durumdur. Bu da
çiftin birbirinden soğumasına neden olan ve ilgisizliğin ortaya çıkmasına yol
açan bir harekettir. Bu durum evin içerisinde savaş çıkmasına neden olacağı
gibi evliliğin sekizinci önemli düşmanıdır. Oysaki evliliklerde zaman zaman kadının zaman
zaman ise erkeğin sözü geçmelidir.
9-KISKANÇLIK BAHARAT GİBİDİR, AZI KARAR, ÇOĞU ZARARDIR…
Kıskançlık baharat gibidir, azı karar, çoğu
zarardır. Sahip olduğunu kaybetme korkusuyla açığa çıkan kıskançlık duygusu
patolojik olabiliyor, evlilikleri ve çiftin ruh sağlığını olumsuz yönde
etkileyebiliyor. Kıskançlık kişinin içinde barındırdığı bir duyguyla ortaya
çıkabildiği gibi, eşin düşüncesizce yaptığı eylem sonucu da gelişebiliyor. Patolojik kıskançlık nedeniyle kişi, kuşkucu davranarak eşini evden ve
kendisinden soğutabiliyor, savunmaya geçen eşle ciddi tartışmalara girebiliyor
ve evliliğini bitme noktasına getirebiliyor. Bu durumda yapılması gereken şey sakin, sabırlı, açık ve net olmak gibi görünüyor. Oysa kıskançlık bir baharat gibidir, nasıl ki
baharatın azı yemeğe tat verir, fazlası yemeği yenemez hale getirirse,
kıskançlıkta dozunda ilişkiyi sıcak tutar, dozu aşılınca soğutur.
10-ALDATMA BİR YOL KAZASIDIR…
Bir yol kazası olan aldatma evliliği bitiren sebeplerin başında
geliyor. Aldatma meydana geldiğinde misilleme yapmak,
duyguları bastırmak, yüze vurmak ve ayrıntılara dalmak yerine ‘Aldatılmak bana neyi öğretti?’
diye sorabilmek ve bir evlilik terapistinden yardım almak en bilgece yaklaşım
olacaktır.
0 yorum: