ANNE ÇOCUK İLİŞKİSİ

02:01 Uzm. Klinik Psikolog/Psikoterapist MELTEM OK 0 Yorumlar

"12 yaşında bir oğlum var sorumluluklarını bilmiyor, son zamanlarda her şeyi oldukça boşladı, ne yapacağımı bilmiyorum. Aslında her şeyi denedim bir türlü ona sorumluluklarını öğretemedim. Ders çalışmasını ben söylüyorum, odasını toplamasını ben söylüyorum, ben söylemeden hiçbir şey yapmıyor."
 
"2. sınıfa giden bir çocuğum var ama oldukça ürkek, kendisini hiç belli edemiyor, sınıfta da yokmuş gibi kayboluyor, biriyle konuşacağı zaman çok tedirgin oluyor ve kilitlenip kalıyor. Özgüveni hiç yok her işini bana yaptırıyor."
Son zamanlarda en çok duyduğum anne serzenişlerini sizinle paylaşmak istedim. Ne yazık ki günümüzde; ürkek, korkak, tedirgin, sorumluluklarını bilmeyen bir grup çocuk ve genç yetişiyor. Aileler çözümsüz ve çaresiz kalıyor ve bir süre sonra bu durum çocuğun yaşam tarzı haline geldiğinde bunun sonuçlarına birey olarak katlanmak zorunda kalıyor.
 
Çocuk ve üveyanne ilişkisi
Peki neden bizim çocuklarımız böyle?
Kontrolcü annelerin çocuklarında sık sık gözlemlediğimiz şeyler bunlar. Çocuğunuz henüz 1 yaş civarında özerkliğini kazanmak için mücadele vermeye başlar, bireyselleşmek ister. İlk yürümeye başladığı anı hatırlayın, ya da çekmeceleri kurcalamak istediği zamanları. Oradaki tutumunuz ‘çocuğum zarar görmesin diye onu biraz engelledim galiba’ şeklindeyse sorun buradan başlıyor demektir. Çocuklar özerkliğini ilan etmeye çalıştıkları bu dönemde bakım veren tarafından engellenir (fiziksel ya da duygusal bir engelleme olabilir) ve girişimleri karşılığında bakım verenin tutumu karşısında hissettiği duygu suçluluk olursa çocuk yavaş yavaş girişimlerinden vazgeçmeye başlar ve bir felaket beklentisi, içerisine girer. Yaşamının bundan sonraki evrelerinde tüm girişimlerinde engellenme tehdidiyle karşı karşıya kaldığını düşünerek eylemde bulunma konusunda zorlanacaktır.
 
Eleştirel ve mükemmelci  yapıda olan anneler; çocuklarından hep daha iyisini yapma beklentisi içinde olurlar ve var olanı sürekli eleştirirler. Sürekli eleştiriye maruz kalan çocuk zamanla doğruyu yapıp yapmadığından emin olamadığı için hep tedirgindir ve yaptığı her eylemde bir başkasının gözüne bakarak onaylatmak isteyecektir .
 
Nasıl davranmalıyız?
Çocuklarımızın dünyaya geliş sebebi biz olabiliriz ama onların bir birey olduğunu kabul etmekle işe başlamak doğru olacaktır.
 
Kendi kafamızdakini onlara yansıtıp beklentilerimizi karşılamalarını beklemek yerine onların bir dünyası olduğunu ve o dünyada özgür olmaları gerektiğini düşünmeliyiz.
 
Çocuklardaki gelişim dönemlerini dikkate alarak, gelişim dönemi özelliklerine büyük bir hassasiyetle yaklaşmalıyız.
 
Eğer çocuğunuz sorumluluklarını yerine getiremiyorsa bilin ki her şeyi onun adına siz düşündüğünüz için bu yetiyi öğrenmemiş demektir. Onlarla bir toplantı yapın ve sorumluluklarının olduğunu bundan sonraki süreçte her şeyi hatırlatmayacağınızı söyleyin ve sorumluluklarını yerine getirmesini isteyin. Bu sayede çocuğunuza bir yol çizmiş ve rehberlik etmiş olursunuz.
-Çocuklara sürekli yönerge vermekten vazgeçin.
-Çocukların sınırını çizin ve o sınırlar içerisinde onları özgür bırakın.
-Kararlarınıza ortak edin, onun adına kararlar almaktan vazgeçin.
-Sürekli eleştirmeyin ve iyi taraflarını fark edip içtenlikle ona bildirin.
-Ve son olarak bu söylediğim şeyleri sürekli uygulayın, denedim olmadı gibi yanılsamalara kapılmayın.
 
Çocuğunuzda önce istemediğiniz davranışlar artış gösterecektir sonra ise normaline döndüğünü göreceksiniz.
 
Unutmayın çocuğunuza vereceğiniz en büyük armağan ona ‘sorumluluk’ duygusu kazandırmaktır.

0 yorum: