CİNSEL İLİŞKİYE GİREMEME

00:44 Uzm. Klinik Psikolog/Psikoterapist MELTEM OK 0 Yorumlar

Bilgi ve iletişim çağını yaşadığımız bu zamanda, hala böyle bir bozukluk var mı, demeyin. İlk gece başlayan ve çiftlerin hayatını bir kâbusa çeviren Cinsel İlişkiye Girememe (CİG), oldukça yaygın görülen bir bozukluktur. İlk gece yaşayacaklarıyla ilgili abartılı korkuları ve beklentileri olan çiftler ile sağdıçlık kurumu arasında bir bağ vardır.
Fotoğraf: Yüreğinin götürdüğü yere gidenlerin yolu bir gün terapistten geçer...
Cinsel ilişkiye girememe (CİG) nedir?
Cinsel ilişkiye girmede zorlanan çiftlerin sayısı her geçen gün artıyor. Cinsel ilişkiye girememe yani CİG, yeni evli çiftlerde sık rastlanan sorunlardan biridir. Evliliğin ilk günlerinde cinsel birleşmeyi başaramama olarak tanımlanan CİG’in temelinde, genellikle abartılı ve yanlış beklentiler, başaramama korkusu (performans anksiyetesi), cinsel bilgisizlik, cinsel mitler, tecrübesizlik, yanlış örf ve adetler yatmaktadır. CİG, erkeklerde görülürse “bağlanma” (penisin sertliğini sağlayamama ve ilişkiye girmeyi imkânsız kılan ileri derecede erken boşalma), kadınlarda görülürse “vajinismus” (cinsel ilişkiye girmekten korkma), çiftin bilgisizliğine ve tecrübesizliğine bağlı ise ilk gece sendromu denmektedir. Kapıda kanlı çarşaf bekleyen aile büyüklerinin yarattığı baskı, çifti aynı sınavdaki gibi başaramama kaygısına sokmaktadır.
 
Evlilikleri bitiren kasılma: Vajinismus
Vajinismus genellikle kadınların bilinçdışına yerleştirdikleri ilk gece korkusunun bir mahsulüdür. Yeni, evli çiftlerde en sık rastlanan sorunlardan biri, evliliğin ilk günlerinde cinsel birleşmeyi başaramamadır. Kadınlarda cinsel ilişkiye müsaade etmeyecek kadar yineleyici ve sürekli olarak vajina kaslarında ve tüm vücutta, istem dışı kasılma ve cinsel ilişkiyi reddetmeyle giden vajinismus; sadece kadın cinselliğini etkilemekle kalmayıp, evliliği de temelden sarsmaktadır. Ülkemizde her 10 kadından birinde görülen vajinismus, zamanla hayatın günlük koşuşturmaları arasında git gide daha az konuşulur ve paylaşılır bir hale geldiği için, hem kadını ve evlilik ilişkisini yıpratarak evlilikleri bitirir, hem de çiftin toplumdaki görevlerini aksatmalarına yol açarak toplum sağlığını da olumsuz etkiler.
 
Sağdıçlık kurumunun içini boşalttık
Ülkemizde sağdıçlık kurumu yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Sağdıçlık kurumunun içini boşalttığımızdan beri; CİG’ten şikayetçi olan çiftlerin sayısında hızlı bir artış söz konusudur. Bu çiftler ön sevişmeyi çok iyi başarsalar bile, tam bir cinsel birleşme gerçekleştiremezler.
 
Sağdıçlık kurumunun yerine yeni ve modern kurumlar tahsis etmek zorundayız
İlk gece rahat ve huzurlu olan, yeterli ön sevişme yapan, kasılma ve gerginlik yaşamadan birlikte olan çiftler de bu durum nadir olarak görülmektedir. Bazı çiftler, ilk gece rahat olukları için kanama ve ağrı gibi sorunlar yaşamamaktadır. Ancak bu kez de, erkeğin kafasında “Acaba bu kız daha önce başka biriyle ilişkiye mi girdi?” diye bir korku meydana gelir ve eşini doktora götürür. Çünkü normalde olması gereken bu duruma alışık olmayan veya beklemeyen çiftin kafası karışabiliyor. İşte bütün bu meseleler, sağdıçlık kurumunun önemini bizlere göstermektedir. Sağdıçlık kurumunun yerine yeni ve modern kurumları tahsis etmek zorundayız. Bu amaçla, Ergenlik Öncesi Cinsel Danışmanlık ve Rehberlik Eğitimi, Evlilik Öncesi Cinsel Danışmanlık ve Rehberlik Eğitimi ve Anne Baba ve Eş Eğitimi verecek kurumlara acilen ülke olarak ihtiyaç duymaktayız.

0 yorum: